kur'an-ı kerim

içerisinde "cennete sadece iyi insanlar gidecek" diye bir ayet bulunan kutsal kitap. bundan daha güzel ve etkili kanun, kural olacağını sanmıyorum.

ister tanrı / allah tarafından cebrail a.s. aracılığıyla gönderilmiş olsun. ister hz. muhammed tarafından yazılmış olsun. içerik bakımından derin,zengin ve önemli bir kaynaktır. saygı duyarım.

varaka bin nevfel kimdir diye araştırılınca göze daha farklı görünen kitap

7. yüzyılda indirilen kuran'ın en eski nushalarina 10. yüzyılda rastlanır. allahın gonderdigi son kutsal kitabın koruyabilen en eski nushasinin 10. yüzyılda olması şaşırtıcı. ayrıca yukarıda 4 kutsal kitabın sonuncusu yazılmış. 3 kutsal kitap vardır , zebur tevratın parçalarıdır. edit : yazdığım iki enrty'de %100 gerçek. ben yorum yapmadım olan bir şeyi söyledim. tabi ki tarihi bilgiler değişebilir ancak şu an en eski nusha 10. yy. gerçeklerden neden bu kadar rahatsız oldunuz anlamadım. dine hakaret etmedim. uslubumu bozmadim hatta elestirmedim bile sadece gerçekleri söyledim.

kuranın kusursuz olduğunu iddia edenler için aha da şurada (bkz: kurandaki miras paylaşımı sorunsalı) bir başlık açtım. buyrun arkadaşlar matematiğine güvenen gelsin edith piaf: başlık taşınmış böyle buyrun (bkz: kuran-ı kerim'deki miras paylaşımı sorunsalı)

peygamberler her 1000 yılda dünyaya gelirlerdi. geldikleri zaman bazıları yeni bir din yaymak tanıtmak bazıları da önceden gönderilmiş bir dini yaymak için gönderilirdi. bu peygamberler dönemdeki en kötü toplumlara gelirlerdi. ve hz. muhammed s.a.v'de o dönemde (cahiliye) olan arabistan yarımadasına gönderildi. peygamberimiz ise kur'an-ı kerim'i cebrail a.s'dan işiterek mekkedeki bazı katiplerin yardımı ile o zamanki kureyş lisansına göre yapıldı. islamiyet yayıla yayıla bütün lisanlara çevrildi. hz. muhammed s.a.v'den önce her 1000 yılda 1 tane peygamber geliyordu fakat hz.muhammed s.a.v'den sonra asla peygamber gelmeyeceği bildirildi. şimdi gelelim tefsir olayına. tefsir edebilmek için kur'an-ı kerim'i ezbere bilmek o kelimelerin kureyş lisanındaki anlamlarını bilmek gerekir. şuanda dünyada kureyş lisanını bilen yok. yani şu zamanki tefsirler geçersiz. eski alimlerin kitaplarına bakarsan onlar yardımcı olur. bidat ehli alimlerin kitapları da var onlar bambaşka birşey inanan kişiyi bile dinden çıkarabilirler.

arapçadır ve edebi bir metindir. türkçesini anlamak ingilizce edebi bir metni anlamaktan çok farklı değildir. bazı kelimeler üzerinde ihtilaflar anlayamamazlıklar oluşur ve kelime araştırılır; şairin, yazarın o kelimeyi kullandığı başka yerlere ve oradaki anlamlarına, şiiri insanlara yayan kişinin sözlerinde o kelime ile ilgili açıklamalara bakılır, şairin bahsettiği bir olayka ilgili bir kelime ise, o olay incelenir vs. vs. işte bu tüm anlaşmazlığı gidermek için kelime kelime araştırılıp yazılmış kitaplara tefsir kitapları denir. size tavsiyem güvendiğiniz, insanlığına müslümanlığına güvendiğiniz bir insandan bir tefsir kitabı önerisi istemeniz ve önce direk meali okuyup kendinizi düşünüp, sonra tefsirden o ayete tekrar bakmanızı öneririm.

milletimizin sadece arapçasını okuyarak müslümanım diye geçindiği, tahminimce ülkemizin %10'luk dilimi aşmayan bir kısmının anladığı kutsal kitap. önce türkçesini oku, bak ne anlatıyor ne diyor sonra arapçasını okursun güzel kardeşim. ama önce türkçesini bir oku.

kendine has edebi dili, akustiği, içerdiği bilgilerle insan eliyle üretilemeyeceğine kanaat getirdiğim, islamiyet dininin kutsal kitabıdır. hz. muhammed (sav) a inmiştir.

olmadık hal ve hareketlere referans gösterilmeye başlanmış kitap. mevcut iktidarın nemrut adamlarından birine; -üni mezunu olmak dışında hiçbir vasfı bulunmayan oğlunuzu filanca kuruma direkt genel müdür sıfatıyla atama hakkını size kim veriyor? diye soruyorlar. o da; +kardeşim, kur'an-ı kerim'de yakınlarınıza, tanıdıklarınıza, akrabalarınıza yardım elinizi uzatın. onları darda, zorda komayın yazmıyor mu? cevabını veriyor. üşenmiyorum, gidip bakıyorum. evet doğru, yazıyor. herif haklı. günahını almışım. allah affetsin.

kutsalımızdır. elhamdülillah.

"işte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler(kötülükten korunacaklar) için hidayettir." bakara suresi, 2.ayet.

burada arkadaşın birisi "bakara 191, nisa 89, nisa 91, tevbe 5" ayetlerinin bir cümlelik yerini alarak yazmış. daha önce kuran vs bilim başlığı altında tartışmıştık bakabilirsiniz. şimdi bunlara açıklık getireyim. 1. bakara 191. ayet: arkadaşa göre şöyle; "onları yakaladığınız yerde öldürün." peki asıl ayet nasıl bakalım mı ? - "onları nerede yakalarsanız öldürün. sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. dinden döndürmek için işkence yapmak, adam öldürmekten beterdir. yalnız, onlar, mescid-i haram’ın yanında sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla orada savaşmayın, fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa siz de onlarla savaşın. işte kâfirlerin cezası böyledir. şayet onlar vazgeçerlerse siz de vazgeçin. zira allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur." (bakara, 2/191-192; fetih, 48/24) - diyor ki size karşı savaşırsa. bu cümleden ne anlıyorsunuz ? biri size yolda gittiğinde omuz atsa bile bunu ölümlük mesele yapanlar var. size karşı savaşırlarsa sizde savaşın diyor. onlar vazgeçtiğinde sizde vazgeçin diyor. 2. nisa 89. ayet: arkadaşa göre şöyle; "onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün." peki asıl ayet nasıl ? - "ne çok isterler ki siz de kendileri gibi küfre düşesiniz de böylece kendileriyle beraber olasınız. allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin! eğer aldırmazlarsa o vakit nerede bulursanız onları yakalayın, öldürün ve sakın onlardan veli veya yardımcı edinmeyin!.." (nisa, 4/89) - peki ayet neden böyle demiş ? :münafıklar mekke'den medine'ye gelerek peygamberimiz (asm) ile beraber bir kaç gün kalmışlardı. bilâhare geldiklerine pişman olup, birbirlerine biz, muhammed'den izin isteyelim ve geri mekke'ye gidelim, babalarımızın diniyle meşgul olalım. demişler ve gelip peygamberimize yâ resûlallah, bize bu medine'nin havası iyi gelmedi. izin ver de mekke'ye gidelim ve dinimiz üzere kalalım. demişlerdi. peygamberimiz (asm) de bunların isteklerini kabul etmiş ve kendilerine izin vermişti. peygamberimizin yanından ayrılan o münafıklar mekke'ye gidip, müşriklerle birleşmişler ve küfürlerini ilân etmişlerdi. daha sonra müşriklerle birlikte ticaret yapmaya başlamışlardı. münafıklar bir ara ticaret maksadıyla şam'a giderken durum müslümanlar tarafından öğrenilir ve yolları kesilir. malları ellerinden alınır, kâfir oldukları için öldürülmek istenilir. fakat müslümanların bir kısmı, onların da müslüman oldukları gerekçesiyle buna mani olmak istemişler. zira müslümanların bir kısmı o münafıkların dinlerinden döndüklerini bilmiyorlardı ve onun için de onları müdâfaa ediyorlardı. halbuki diğer müslümanlar onların dinlerinden döndüklerini çoktan öğrenmişlerdi. bunun için de onların yollarını kesip, mallarını ellerinden alıp, kâfir oldukları için, de öldürmek istiyorlardı. 3. nisa 91. ayet arkadaşa göre nisa 89. ayet'in hemen hemen aynısı: "onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün" asıl ayet: - sizden ve kendi kavimlerinden emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız.( fakat) fitneye her çağırılışlarında, ona geri döndüler. şâyet bundan sonra sizden uzak durmazlar, barış teklif etmezler, ellerini sizden çekmezlerse, o taktirde onları nerede bulursanız yakalayın ve öldürün. ve işte size, onların üzerine (saldırmanız için) apaçık yetki verdik. - gayet açık ve net, açıklamaya gerek bile yok. ayetin kendisini tamamen okursanız ne için böyle demiş bu ayet ? demezsiniz. 4. tevbe 5. ayet arkadaşa göre şöyle: "müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün" asıl ayet ne ? - "o halde, hürmetli aylar çıkınca artık öbür müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, onların geçebileceği bütün geçit başlarını tutun. eğer tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse onları serbest bırakın. çünkü allah gafurdur, rahîmdir." (tevbe, 9/5) - peki bu ayet bize neden böyle demiş ? - bu ayeti kerime, o günkü müşriklerle savaşmayı emretmektedir. ancak günümüzde de islam toplumuna saldıran olursa, o bölge halkının kendilerine savaş açan kafirlerle savaşması farzdır. • kuran vs bilim başlığı altındada bu açıklamayı yaptım, bir kez daha yazmak istiyorum. ben kur'an'ı hatmetmiş ve türkçe meallerinin tamamını okuyup ateist olmayan bir insanım. lütfen bu tarz basit şeyler yazmayın. yazacaksanız ayetin tamamını yazıp yorumlayacaksın. sadece bir cümleyle hop bu nasıl islam ? demeyin. sadece şu iki cümleyle ateist olmayın. görünce dayanamıyorum yazıyorum. müslüman arkadaşlara tavsiyem, bu soruları görünce mal gibi kalıyorsunuz, kusura bakmayın neden ? çünkü kur'an okumuyorsunuz. en azından şu ayetleri internetten açıp sadece bu cümleyi araştırın aslı neymiş yoksa o ayetin öyle olduğunu bilip kendi dinini haksız bulursun, yarın bir gün sende böyle olursun. tabi ki karar sizin. inancınıza ve inançsızlığınıza saygı duyuyorum... edit: karşı çıkabilirsiniz, kesinlikle hoşgörü ile karşılıyorum. mesaj atın konuşabiliriz, dediğim gibi inancınıza veya inançsızlığınıza saygım var.

karikateist sayfasının cımbızlayarak ayet seçip "işte kanlı kitap kur'an" diye sunduğu kutsal kitap. ayetleri okurken öncesi ve sonrasını iyi anlamanız lazım. kelimeleri de çevirirken/anlarken dikkat etmek lazım. farklı anlamlar çıkabiliyor her ayetinden, kelimesinden.

kurandaki bazı örneklemeler garip ve saçma geliyor gibi olabilir,ama emin olunki aştı doludur,mesela peygamberin evlenmesi gibi gereksiz bi konu gibi görünsede bu ne durumda neler yapılabilceğinin açıklamasıdır,emin olun herşeyin cevabı vardır,körü körüne kabul edin demiyorum ama araştırın,ben araştırmaya devam ediuorum ve mantık görüyorum,eleştirmek en kolayıdır.

evlerimizin hep en üst noktasında olup, tozlanan kutsal kitap. sorsak herkes inanıyor ama kimsecikler içindekini merak etmiyor. bu kadar müslümanız işte.

muhakkak editlenmiş olan kitap.

anlayarak okunması lazım. şüphesiz bu kitaptan sorguya çekileceksiniz. zuhruf 44

yorum yapanların yüzde doksan dokuzunun okumadığı kitaptır,amk size oku denmiş hem okumuyorsunuz hem de yok değiştirilmiş,yok insan yazmış,yok saçmaymış gibi yarak yarak yorum yapıyorsunuz,okuyun lan,okumaya çalışın bi çaba harcayın,bilgili adamları dinleyin,ateistlerin çoğunu anlayabiliyorum enazından mal gibi bağlanmıyorlar ,belli bi araştırma dan sonra eksikte olsa bilgilenip bi karar veriyorlar,ama hiç araştırmadan okumadan yorum yapan adamda net maldır.boşa yaşamayın okuyun,araştırın

bir kitap düşünün, okuyan herkes ama herkes farklı bir yorum çıkartıyor. herkes bir kitap okuyup o kitaptan farklı sonuçlar elde ediyor. evet o mükemmel birkitap, evet o kusursuz ve yol gösterici bir kitap. kusurlu olan insanlardır, islam mükemmel. ha bir de hz. peygamberimiz s.a.v'ın hanımları ile ilgili bir çizelge buldum. inceleyiniz. adı güzel, kendi güzel, ahlakı güzel efendimiz. peygamberimizin aile çizelgesi

müslümanların %100'ünün inandığı fakat %90'ının içinde ne yazdığını bilmediği kutsal kitabımız.

müslümanların %100ünün inandığı fakat %95inin hiç anlamaya çalışmadığı kutsal kitap, kurana güvenmek adına şöyle bir hikaye anlatayım: bir papaz, muhammed abduh'a gelir ve "kuranda her şey vardır diyorsunuz, mesela bir çuval undan kaç ekmek çıkacağı var mıdır ?" diye sorar. "evet" cevabını alınca şaşırır ve "nasıl olur ?" der. merhum abduh cevap verir ; "bilmiyorsanız bilene sorun der. biz de bilmediğimiz için gider bir fırıncıya sorar, öğreniriz" ve papaz susar. kur'an sizi güdülecek koyun olarak görmediği için temel meselelerde "bunu şöyle, şunu böyle yap" demez. size temel mantığı öğretir. ebu bekir'e (ra) isnat edilen "devemin yularını kaybetsem, onu kuranda ararım" sözü de böyle anlaşılmalıdır.

huzurdur kur'an-ı kerim;her türlü sorunun cevabı ordadır..

takip edenine cennet bahçelerinin kapısını açacak olan, dünya üzerinde ki en değerli varlık. şanını, adını dünyanın her yerine götürüp tebliğ edeceğimiz göz bebeğimiz, çiçeğimiz. onun yolunda imanlı ölüm nasip olsun tüm müminlere

36/ yâsîn (2) hikmet dolu kur’ân’a andolsun ki.

öbür tarafta büyük hayranınızım diye allaha kuran imzalatmak

bir hikaye anlatayım. diz kapağım çok ağrıyordu, artık hastaneye gitmem gerektiğini düşündüğüm için ortapediden sıra alıp hastaneye gittim. doktorun yanına gidip şikayetimi dile getirdim. oda bana 1 sayfalık bir egzersiz verdi ve bana "bu egzersizleri sabah, öğlen ve akşam uygula. 15 gün sonra kontrole gel" dedi. bende tamam diyip evime döndüm. doktorun bana verdiği reçeteyi sabah, öğlen ve akşam sadece okudum. 15 gün boyunca o reçeteyi okudum ve 15.gün doktora gittim. doktor bana reçetede yazanları yapıp yapmadığımı sordu. ben ise ona "hocam, verdiğiniz reçeteyi 15 gün boyunca sabah, öğlen ve akşam okudum" dedim. doktor ise bana " sen ahmak mısın? ben sana o reçeteyi oku diye mi verdim, yoksa uygula diye mi" diye sordu. ben bu durum karşısında ne cevap verebilirim? peki o reçeteyi sadece okumak bana ne kazandırır? o reçete ben okuyayım diye mi yazıldı yoksa uygulayayım diye mi? kuranda o reçetedir arkadaş. eğer ben müslümanım diyorsanız, siz dizi ağrayan hastasınız. doktor ise allah. allah size o ayağınızın geçmesi için reçeteyi veriyor ama siz sadece o reçeteyi anlamadan okuyorsunuz. allah bize o reçeteyi okuyalım diye değil, hayatımıza rehber olsun diye verdi. uygulayalım diye verdi. o reçeteyi anlamadan okumak bize fayda sağlamaz. o reçete rehberdir. o reçete kurandır. eğer siz kuranı kendinize rehber etmeyip, anlamaya çalışmazsanız, o dizinizin ağrısı hiçbir zaman geçmeyecektir.

ilk okuduğumda bunlar tanrının sözleri olamaz demiştim .

içerisinde 3 şeyi yapanların cehennemde ebedi kalacağı yazar. 1- en büyük günah olan, şirk koşmak. "onlar hala inanmayacak mı" diye soran yaratıcı, bu kadar delile rağmen inanmayanlar için ebedi cehennemi müjdelemiştir. 2- faiz yemek, ilk okuduğumda çok şaşırdığım olay. faiz pisliktir. insanın malını gasp etmektir. o kadar pisliktir ki yaratıcı onu yapanlar için ebedi cehennem müjdelemiştir. (delil ise bakara 275. ayettir) 3- inanan bir kişiyi haksız yere öldürmek. bu olaya şöyle bakabiliriz. allahın dinini yaymaya çalıştıklarını iddia eden deaş suçsuz ve masum insanları hergün defalarca katlediyor. "gerçek islam bu işte" diyen bazı kişiler "hala görmeyecekler mi"

bu başlığı görünce, bu entryi hep yazmak istiyorum. zamanında yazmıştım, tekrar aynısı yapıştırıyorum. müslümanların %100ünün inandığı fakat %95inin hiç anlamaya çalışmadığı kutsal kitap, kurana güvenmek adına şöyle bir hikaye anlatayım: bir papaz, muhammed abduh'a gelir ve "kuranda her şey vardır diyorsunuz, mesela bir çuval undan kaç ekmek çıkacağı var mıdır ?" diye sorar. "evet" cevabını alınca şaşırır ve "nasıl olur ?" der. merhum abduh cevap verir ; "bilmiyorsanız bilene sorun der. biz de bilmediğimiz için gider bir fırıncıya sorar, öğreniriz" ve papaz susar. kur'an sizi güdülecek koyun olarak görmediği için temel meselelerde "bunu şöyle, şunu böyle yap" demez. size temel mantığı öğretir. ebu bekir'e (ra) isnat edilen "devemin yularını kaybetsem, onu kuranda ararım" sözü de böyle anlaşılmalıdır.

inanmadığım kutsal kitap. inanmamamın 3 ana sebebi var. birincisi eşcinselliğin kötü ve günah olarak tanımlanması. eşcinsel bireyler tıbbi olarak herhangi bir hastalığı bulunmayan, kendi tercihi olmadan bu şekilde doğmuş normal bireylerdir. bu bireylerin günahkar olarak nitelendirilmesinin kutsal bir kitap için büyük bir hata olduğunu düşünüyorum. ikincisi kur'an'da kadınların, erkeklerden bir adım daha aşağı seviyede gösterilmesi. az bir farkla da olsa kadının daha aşağı seviyede olması kutsal bir kitap için bence büyük bir hata. üçüncüsü ise tanrının var olması durumunda ne iş yaptığı. yani bütün gezengelerin hareketinin, insanın doğmasının, yağmurların yağmasının, ağaçlarının meyve vermesinin vs. mantıklı bir açıklaması varken tanrının ne işe yaradığını çözememem.

başlıktaki tüm entryleri okudum. özellikle eleştiri mahiyetindeki entryleri özenle okudum. bazı yorumlar gerçekten mantıklı, tutarlı ve samimi olsada kimi eleştirilere anıra anıra güldüm allah affetsin. eleştiri getirmek için eleştirdiğinizde kuran'a karşı açtığınız savaşta ciddiyetinizi kaybediyorsunuz haberiniz olsun. bence bu kadar saçmalamayın. neyse biz konuya dönelim. bugün bir arkadaşım bir sosyal paylaşım sitesinde gördüğü bir paylaşımı bana mesaj olarak attı. önce attığı mesajı ve ona gönderdiğim cevabı aşağı yukarı yazıp buraya kaydetmek istiyorum. sonra kuran'la ilgili bir kaç bilgi ekleyip bitireceğim. konu şu; kuran'ın hicr suresi 9. ayet başta olmak üzere benim hatırladığım 3-4 yerde zikrin/mesajın/yasanın korunacağına dair ayetlerin olması ve kuran'ın biz indirdik dediği tevrat ve incilde de aynı minvalde ayetlerin olmuş olması. öncelikle şunu belirteyim kuran'ın korunmuş olduğuna dair net bir delilim yok. zaman makinesi henüz icat edilmedi. bu bende tamamen inanç meselesi ve konumuz o değil. ayrıca ingilterede bir müzede 1300 yıllık bir kuran nüshası var isteyenlere resmi linkini atabilirim. ele geçmiş olan nüshanın büyük kısmı kayıp tabii ama olan kısımlarının günümüz mushafı ile örtüştüğü söyleniyor. ama dediğim gibi konu bu değil. bu kısım inanç zaten. konuya özne olan incil ayetlerini yazayım önce; tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri ilahlar diye adlandırır. kutsal yazı da geçerliliğini yitirmez.(yuhanna bab/10 ayet 35) ot kurur, çiçek solar, ama tanrımız’ın sözü sonsuza dek durur.”(yeseya bab/40 ayet 8) yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.” (matta bab/24 ayet 35) size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, kutsal yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak. (matta bab/5 ayet 18) şimdi kuran hak mıdır? incil hak mıdır bunları konuşmuyoruz sonuçta ikisinin de uydurulmuş olma ihtimalini göz önünde bulunduruyoruz. ayrıca bu verdiğim ayetlerinde eklenmiş değil bizzat orjinalinde de olduğunu varsayıyoruz. kuran kendisinin allah tarafından gönderildiğini ve incil ve tevratın da en başında hak olarak indirildiğini iddia ediyor. eleştiri bence gayet mantıklı ve tutarlı bir eleştiri. madem kuran incil'i kabul ediyor o zaman orada verdiği ahiti neden tutmadı da incil bozuldu? aynı şeyi şimdi kuran için söylüyor o halde kuran neden bozulmasın ki. şimdi bu soruya kuran'ın bana göre nasıl da "tutarlı" bir cevap verdiğine bakalım. "sana da kitap'tan onun yanında bulunanı doğrulayıcı ve onu denetleyip güvenirliğini sağlayıcı kitabı hak olarak indirdik....(maide/48)" şimdi incil'den başta verdiğim alıntıyı yaparak eleştirmek mümkün ama biz yine de incilin kalan kısımlarından da bir şeyler çıkarabiliriz. bu konuya kuran bu şekilde cevap veriyor ancak incilde farklı bölümler de var. isa hiç bir zaman incilin hiç bir sayfasına zarar gelmeyecektir dememiştir. ya da incil sayfalarını tanrı koruyacaktır da dememiştir ki kaldı ki bugün incil denilen kitapların havarilerin anlatıları olduğunu hristiyanlar da kabul eder. hatta kuranda bile bu musaf korunacaktır diye bir iddia yoktur. mesaj/zikir/hatırlanma/yasa/şeriat korunacak der kuran da. tıpkı incil gibi. ancak incil'i okursanız isa'nın sözleri bununla sınırlı değildir. mesela "kardeşlerim benim gitmem gerek. gideyim ki benden sonra o gerçeğin ruhu gelebilsin." gibi şeyler de söylemiştir. (bkz: faraklit) ya da benden sonra gelecek olan gerçeğin ruhunu size müjdeliyorum o kendi hevasından konuşmayacak ne duyduysa onu söyleyecek diyerek bizzat kuran ayetlerinde hz. muhammed'e atfedilen şeyler de söylemiştir isa. yahudilerde de beklenen kurtarıcı inancı vardır hala çünkü gelen isa'ya inanmadı onlar. hristiyanlar da incilde bahsedilen beklenen kurtarıcının tekrar isa olarak geleceğine inanmayı seçtiler çünkü hz. muhammed'e inanmadılar. peki sormak gerek, isa'nın bahsettiği gerçeğin ruhu neden gelecek? gelince ne yapacak? incilde özellikle incilin korunacağı değil rabbin yasasının korunacağı belirtilir. kuran bu konuya gayet tutarlı bir cevap vererek kuran'ı kendinden öncekileri tastikleyici ve "gözetip düzenleyici" olarak gönderdik. bir müslüman olarak incilde yazan bu tanrnın yasasının korunması muhabbeti beni rahatsız etmez. incil de bahsedilen rabbin yasasının korunması işte bu kuran ile düzenlenmiştir. isa'nın müjdelediği kişi tanrı'nın yasasını korumak için gönderilmiş adeta bayrağı devralmıştır. kuran hak ya da uydurulmuş olsun bu konuya verdiği cevap son derece tutarlıdır. incilde de tevratta da allah'ın bahsettiği korunan yasalar kuran ile halen korunmaya devam etmiştir. kuran'ın musafının hala korunuyor olduğunu düşünüyor olmamızın sebebi hz. muhammed'in kendinden sonra gelecek birini kuranda müjdelememiş olmasından kaynaklıdır. isa müjdelemişti ancak kuran hz. muhammed'in nebilerin sonuncusu olduğunu iddia ediyor. bu demek ki yeni bir gözetici düzenleyici peygamber gelmeyecek demektir. olay bundan ibaret. ve bence gayet tutarlı ve tatmin edici bir sonuç. buradan sonra ateist arkadaşlar siz çıkabilirsiniz buradan sonraki kısım tanrı inancına kendinin ikna etmiş arkadaşlar için. :) şimdi bir tanrı'nın olduğunu düşünüyorsanız, tanrı din falan göndermemiştir onun bizimle işi yok demeniz desteksiz bir iddia olur. tanrı'ya dair bilgi edinebileceğiniz tek şey dinler olmalıdır. dinler üzerine kafa yorarsınız ve inanırsınız ya da din falan göndermemiş ya da ben henüz bulamadım dersiniz. mantıklı olan zannımca budur. işte buradan sonra kuran'ın diğer kutsal metinlere karşı nasıl 1-0 önde olduğundan az biraz bahsetmek isterim. basit ama gerçekçi bir durum: kuran son kutsal metin. eğer hak olan kutsal metin 5000 yıl önce yazılmış olan bir kitap ise, ondan sonra yazılmış olan ve ilahi olduğu iddia edilen tüm kutsal metinlere karşı argümanlar geliştirmek zorundasın demektir. bir hristiyan son kitabın incil olduğunu iddia ediyorsa önünde bir realite olan kuran'a bir cevap vermek zorundadır. ki zaten veriyorlar da incilden çeşitli manalar çıkartarak kuran'ın şeytani bir metin olduğunu söylüyor bir kısmı. ben incili de okudum ve hristiyanların sunduğu çözümleri de inceledim pek tatmin olmadım açıkçası. ayrıca kuran'ın sunduğu tanrı tanımlaması günümüz bilimi açısından son derece gerçekçi bir tanımlamadır. (bkz: ihlas suresi) işte bu konuda tanrı inancına sahip bir insan olarak önce kurandan başlamak ama kuran'ı beğenmeyince duraksamak mantıklı değil bu arayış kronolojik olarak geriye doğru sürekli gitmelidir bana kalırsa. kuran'ın son din olması değil sadece ona yöneltilen teolojik sorunlara gerçek olsun ya da uydurulmuş olsun son derece tutarlı ve bütünsel cevaplar veriyor olması da çok önemlidir. mesela ben kutsallık atfedilen hiç bir metine tamamen uydurulmuş metinler demem hiç bir zaman. tevratta da, incilde de, ölüler kitabında da, upanişadda da ilahi izler olabilir vardır da zaten. özellikle doğu mistik dinlerinde çok enteresan detaylar vardır ama bunlar kuran için mühim şeyler değil. kuran kapsayıcılığı ilke edinmiştir. misal yahudilik de böyle bir misyon yoktur. onların evrensellik gibi bir kaygısı yoktur ki son dinin kalan tüm insanlara ulaşması gerekirdi. ama yahudilik kan bağıyla yayılan bir ırk dinine dönüşmüş bir durumda bunu yahudiler de kabul ediyor zaten. anlaşılacağı üzere yahudilik tamamen lokal ve kavmiyetçi bir dindir. kuran büyük bölümünde kendisine yöneltilen eleştirilere cevaplar verir aslında. incil hakkında tevrat hakkında ibrahimi soydan gelen müşrikler hakkında konuşur ve onları eleştirir. mesela her kavme resul gönderdiğini de söyler bu nedenle dünyanın başka bir yerinde çıkan bir insanın peygamber, kitabının da onun getirdiği vahiy olmayacağını söyleyemeyiz. kuran kendinden önceki bütün metinleri tastikler ve onları nesh edip düzenleyici olarak geldiğini iddia eder. iyi ama hangi din gerçek o zaman sorusuna mantıklı bir cevap verir; hepsi gerçeklik payı olanlardır ama hak olan doğal sonuç olarak sonuncusudur der. mesela adil bir tanrı olduğunu söyler ve ilahi mesajın ulaşmadığı insanları sorgusuz cennete alacağım demez ama ilahi mesajın hükümlerinden mesul tutmayacağım onlara ne verdiysem onunla bir sorgu sual yapacağım der. kendinden öncekilerde ilahi yasayı koruyacağını söylediğini kabul eder ve ilahi yasanın korunmasını kuran ile devam ettiriyorum der. ehli kitap insanlarına, müşriklere, ahirete inanmayanlara meydan okur ve eğer doğru sözlü iseniz "getirin susturucu delillerinizi" der. eleştiriye açıktır. onlara yer yüzünde bozgunculuk çıkarmayın denildiğinde hayır biz sadece barış ve esenlik getirenlerdeniz derler diyerek 1400 yıldır barış ayağına kan akıtan insanların sosyolojik çözümlemesini en tutarlı biçimde ortaya koyar. onlara allah'tan başkasına kulluk etmeyin denildiğinde biz kulluk etmiyoruz onlar bizi allah'a yaklaştırıyorlar derler diyerek 1400 yıldır halen devam eden müşrik inancının foyasını hala ortaya çıkartabilecek kadar kapsamlıdır. bu liste çok fazla uzar gider, sosyolojik, biyolojik, psikolojik tespitleri inanılmaz şekilde tutarlı kapsayıcı ve geçerliliğini koruyan yüzlerce ayeti vardır. kendinden önceki bütün kitapları kabul eder ve cevaplarını da verir. kendinden önceki kitapların evrensel değil lokal uyarıcılar olduğunu ve kuranın aksine son uyarıcı olduğu için evrenselliğini öne sürer. anlayacağınız kuran uydurulmuş olsa bile müthiş yerinde tespitleri olan çağını fazlasıyla aşmış olan ve kendinden öncekileri kapsadığını iddia eden son ilahi denilen kitaptır. inanmayanlara tavsiyem kafalarını kuran'ın ahzap suresinden çıkartıp, verdiği hükümlerden çıkartıp verdiği mesajına odaklanmlarıdır. inananlara da tavsiyem kitaplarına güven duymalarıdır. ister inanın ister inanmayın incelemeye kronolojik olarak kuran'dan başlayın. ama kuran ile sınırlı kalmayın. inandık diye bırakmayın, kuran uydurulmuş diye bırakmayın. gerçek oralarda bir yerde en yakından gerçeği aramaya başlayın. bulacaksınız... selamlar...

fantastik bir kitap

en mutlu yaşayabilenlere

2 kere arapça 1 kere meal okuduğum kitaptir

gerçekten özel bir kitap. 30 yıldır her gece 3-5 saat kuran çalışmasına rağmen hala kuranla ilgili yeni şeyler öğrenen birisini biliyorum

sürekli arapça okunması tavsiye ediliyor orjinal dili olduğu için öyle okunması belki daha uygun ama türkçe okuyup şöyle iki dakika gözlerinizi kapatınca gerçekten o ilahi huzuru hissediyorsunuz nitekim ara sıra açıp bir iki sayfa dahi olsa okumanızı tavsiye ederim dostlar

ezberlenmesi çok kolay olan ilahi kitap

türkcesini okuyan her insan inanir bence.

lafzı ezberlenen tek ilahi kitap. (bkz: hafız olmak)

tek kurtarıcımız, kitapların en güzeli, yaratıcımızın lafzı. huzurun ta kendisi.

kıraatlı kuranı kerim okuyanı dinlediğim vakit anlamasam dahi içime işliyor tüğlerim diken diken oluyor. ayrıca ne okuduğumuzu bu mucizelerle dolu kitabın bize ne anlatmak istediğini öğrenmemiz için kesinlikle türkce mealini ve tefsirini okumalıyız. okuduğum vakit (bkz: elmalılı muhammed hamdi yazır)'dan önce arapcasını sonra türkçe mealini okurum.

"erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinda belli hakları vardır.ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler." (bakara/228) ayetine sahip, allah'ın, kadir-i mutlak tarafından gönderilen hiç değiştirilmeyen kitap. (bkz: yersen) edit; -abi kur'an değiştirildi bence. +hayır abi öyle bir şey yok. -nerden biliyorsun? + e kur'an'da yazıyor.

hani bir benzetme vardır sevdiğiniz kişiden gelen baska dildeki mektubu okuyup okuyup durmak onun sizden ne istediğini anlamaniza yardımcı olmaz.tabi ki arapça okumanın fazileti ayrıdır dile dökülen her harfin sevabi farklıdır .okuyup da anlamak lazım kuran-ı kerim'ı yaşamak yaşatmak lazım. rabbim bizleri yaşayanlardan onunla amel edenlerden eylesin. elif, lâm, râ. bu kur'ân öyle büyük bir kitaptır ki, insanları rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve hamde lâyık olan allah'ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik. (ibrahim/1) onu dosdoğru (bir kitap) olarak (indirdi) ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları) uyarsın ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulunduğunu müjdelesin. (kehf/2)

bir üsteki canlı gibi cımbızla ayet çekip bakın burası çok rererö diyenlere; kuranda içkiliyken namaza yaklaşmayın buyruluyor. buradan içki içebileceğimiz anlamı çıkıyor. ama daha sonraki ayetlerde ise içki içmek haram kılınıyor. şimdi ben üsteki canlı gibi cımbızla çekseydim ayeti kendim yanlış anlayıp gelip buradaki insanlarında yanlış anlamasına vesile olacaktım fakat bütün olarak bakınca işler değişiyor. hayır hobi olarak yine inanmayında, aklımızla da dalga geçmeyin mübarekler. düzeltme: canlı arkadaş 2 üstte.

hayattaki tek gerçek yol gösterici anlayabilene anlamak isteyene muhteşem bir rehber allah-u teala'nın örnek almamız için bize gönderdiği mükemmel bir kitap

okuduktan sonra geçmiş yıllarımı ne de boş şeylere harcamışım diye uğruna dert yandığım, bu karanlıkta doğru yolu bulmam için bana ışık kaynağı olan mucizevi bir hediye, herkesin okuması gereken tek kaynak olmazsa bile, en büyük kaynak diyebilirim :")

allah var çok güzel kitap. okuyun, öğrenin, öğretin.

evrensel olduğu iddia edilir ama sadece arapça olarak inmiştir.

evrensel olduğu iddia edilir ama sadece arapça olarak inmiştir. (yeryüzündeki her şey insan eseridir.)